1 Temmuz 2010 tarihi itibari ile yazmaya başlıyorum. Neden 1 Temmuz 2010? Bir önceki yazımda hatırlarsanız cesaretimi toplamaktan bahsetmiştim, işte bana yazmaya cesaret veren en büyük olay 1 Temmuz 2010 tarihinde gazetelerde okuduğum ekonomimizde ki %11.7 lik büyüme oranı. Ben bu 11.7 oranına takıldım Avrupa’da rekor kırmışız, hatta G-20 ülkeleri arasında 0.20’lik payla sadece Çin’ e geçilmişiz. Vay benim güzel ülkem vay, ne durumlardaymışız da haberimiz yokmuş. Ekonomimiz 2010 yılı ilk çeyreğinde %11.7 büyümüş. Cahilliğime ve samimiyetinize dayanarak bu soruyu sormak istiyorum? Ekonomi’deki büyümeler veya küçülmeler ( -ki geçen sene %14.5 daralmış, bu sene %11.7 büyümüş ) halka ne şekilde yansıyor? Geçen seneki %14.5’lik küçülmeyi 1 sene öncesinden hissetmeye başlamıştık ve çoğumuz dünyada ki genel ekonomik krize bağlamıştık bu hislerimizi. Peki bu sene ki %11.7 oranındaki rekor büyüme de halk olarak bir şeyler hissediyor muyuz?
HUZUR!... Bu 5 harften oluşan kelimenin Türk halkı için çok fazla önemi olduğunu düşünüyordum. Peki huzura nasıl ulaşırız veya bir halkın huzurlu olabilmesi için neler gerekiyor? Huzur için öncelikle rahatlık ve mutluluğun bir arada olması gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle insanın kafasının rahat olması gerekiyor, bunu sağlamak için de iş durumunu, para durumunu düşünmemesi gerekiyor insanın. Ay sonu geldiğinde ödeyeceği kirayı, faturaları veya kredileri düşünmemesi gerek. En kötü acaba işten çıkartılır mıyım düşüncesi olmaması lazım. Bu kadar basit bir durum insanın kafasının rahat olması. Hayalperestliğe de gerek yok ama buranın Türkiye olduğu gerçeğini unutmamak lazım. Türkiye’de geçmişten gelen oturtulamamış bir ekonomik düzen olduğu için işsizlik her zaman olacaktır. Fakat günümüzde yaşanan durum ile insanlara gösterilmeye çalışılan durum arasında dağlar kadar fark var. Genel bir araştırma yapamadım tabi ki ama etrafımdaki insanları, haberleri gözlemleyerek söyleyebilirim ki işsizlik de her hangi bir azalma söz konusu değil, hatta gitgide bir artış durumu mevcut. Peki geçen sene %14.5 lik ekonomik daralma da işsiz sayımız, iflas eden firma sayımız kat ve kat artarken, bu sene ki %11.7 lik büyümede tersi durum niye söz konusu değil? Bu durumda bu ekonomik büyümenin bize yani halka faydası nerede? Doğru orantı yapmak gerekirse eğer ekonomi büyüdüğüne göre ki az buz büyüme değil, işsizliğin azalması gerek, iş potansiyelinin artması gerek, piyasa da nakit para dönmesi gerek. Peki, bunların olması gerekirken durum ne? Etrafımda hiç kimse iş bulamıyor mu? Eğri oturup, doğru konuşmak gerek iş bulan, hatta bulanlar var, fakat çıkartılanlar daha fazla maalesef –ki iş bulanların işe başladıkları maaşları da söylememe gerek var mı bilmiyorum ama hak ettiklerinden çok daha az bir maaşla işe başladılar.
Ortalama bir Türk insanı nasıl mutlu olur? Öncelikle yukarıda anlattığım kafa rahatlığını sağlamak gerek. Diyelim ki maddi olarak kafası rahat, sonrasında öncelikle gelen şey ise sağlık, bu konuda da problem olmadığını düşünürsek Türk insanını % 70- 80 oranında tatmin ederiz ama tam mutlu edemeyiz. Peki, kalan %20 – 30 az bir yüzde değil, daha ne istiyorsun be adam diyebilirsiniz… Maddi ve sağlık olarak kafan rahat şükret biraz bu durumda olamayanları düşün diyebilirsiniz. İşte burada Türk insanı duygusallığı devreye giriyor; kendi tok ama komşusu, akrabası açsa kafası yine rahat olmuyor. Yada kendi ve ailesinin sağlığı iyi ama Doğu Anadolu da ve hatta artık İstanbul’un göbeğinde her daim tehdit altında olan kendi halkı, kendi askeri ise yine rahat edemiyor maalesef Türk halkı, mutlu olamıyor. 2002 yılından 2010 yılına kadar sözde ekonomideki artış ile doğru orantılı artış maalesef Terör de mevcut. Yanlış politikalar yüzünden bu terör olayları artıyor ve ayrıca terör örgütünü destekleyen politikacılar Türk halkının meclisi çatısı altında prim topluyor. Çok fazla detaya girmek istemiyorum bu konu hakkında daha sonra bir yazı daha paylaşmayı düşünüyorum.
Ben huzurlu muyum? Hamdolsun iş yerinde işler çok iyi olmasa da, güzel bir işim var. Sağlık konusunda ise küçük problemler dışında durum gayet güzel, o halde ben huzurluyum diyebiliyor muyum? Maalesef hayır; nedeni ise yukarıda bahsettiğim nedenlerin hepsi etrafımda mevcut olması ve benim elimden bir şey gelmemesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder